Efsane Sözler
Hareketli olan hayatta her zaman iniş çıkışlar ve dalgalanmalar yaşanmaktadır. Bu dalgalanmaların arasında çoğu kez ilginç ve insanı çok mutlu eden olaylar da olmaktadır. Bu anlarda insanlar efsane sözler kullanarak durumu anlatmaya çalışmaktadır. Günümüzde sosyal medyanın çok fazla gelişimi ile sosyal ağlar fazlalaşmış, gelişmiş ve herkesin kullanımına hazır hale gelmiştir. Sosyal mecraları çok fazla kullanan insanlar bu mecralarda daha çok güzel sözler kullanarak yer edinmeye çalışmaktadırlar.
Bu sözler her zaman karşılaşılan olağanüstü anlarda değil bazen de çok yara alınan bir yerde cevap niteliği taşıyacak şekilde kullanılmaktadır. Büyük bir hata yapan bir insana tepki konulmadan önce söylenecek olan efsane bir söz o kişiye ders niteliğinde bir cevap olacaktır. Bazen de büyük kahramanlık ve cesaret örneği gösteren insanları bu kelimeler ile niteleyerek onlara onur verilmiş olur. Yani efsane bir sözün kullanılması için gerekli olan ortamın nasıl olacağı ile ilgili bir ölçüt bulunmamaktadır. Yaşanan ana göre bu şekillenmekte ve yaşanan olaya ilişkin bu sözler kullanılmaktadır.
Güzel Sözler Ve Efsane Sözler
Adam gibi sevenin aldığı ödüldür yalnızlık.
Açtığın yaralara zaman ve dua sürdüm bekliyorum.
Hiç ayrılamam derken, kavuşmak hayal oldu.
İlahi sen dedi, ömürsün. Estağfirullah dedim, ömrümsün.
Gidişin hüzünlü gözlerimde, acısı yüreğimde kaldı.
Kalbe kan pompalamaktan başka görev verince saçmalıyor…
Ben senin mutluluğunu istiyorum dedi ve aldı gitti.
Kiminle güldüğünü unutabilirsin; ama kiminle ağladığını asla.
Yalnızlığı çok seversek, bir gün o da çekip gider mi?
Giderek daha çok seviyorum seni demişti. O yüzden gitti demek ki.
Yüreğine giden bir bilet kes, cam kenarı değil can kenarı olsun.
Aklında bulunsun sevgilim; sen beni kandırmadın, ben inanmayı seçtim.
Alıp başımı gidesim var da aklımdakileri valize sığdıramıyorum.
Gamzelendi gönül yine devası ah’tır. Gönlü mahzun olanın dostu Allah’tır.
Nasıl oluyor da vakit bir türlü geçmezken yıllar, hayatlar geçiyor.
Seni affedecek kadar olgunum ama tekrar güvenecek kadar aptal değilim.
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür.
Kalbini kırıyor diye üzülme! Belki de hak etmediği yerden çıkmaya çalışıyordur.
Önce vardın, hiç kimseye benzemiyordun. Şimdi yoksun, herkes gibi oldun.
Gidiyorum hayatından, gözlerinin buğusunu, yüreğinin kokusunu aldım gidiyorum.
‘O kadarını da yapmaz’ diye düşündüğüm herkes, tam olarak o kadarını yaptı.
Ne zaman pişman olursun biliyor musun? Yarım bıraktığını, başkası tamamladığında.
Tutamayacağın sözleri verdiğin kalpte, tutunamayacağını da hesap etmeliydin.
Ölmek sorun değil de hani bir gün mezarıma gelirsin de kalkıp sarılamamak koyar bana.
Sen gittin artık yoksun ve boşuna yağıyor yağmur. Birlikte ıslanamayacağız ki.
Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın.
Şimdi söndü ışık sustu dudağımdaki sen çalan ıslık. Dünya ahiret acımsın artık.
İnsanın en büyük hatası sevmek değil, sevmeye layık olmayan birinden sevilmeyi beklemektir.
Ey yalnızlık nikâh mı kıydın bana. Helalimmişsin gibi her gece giriyorsun koynuma.
Keşke çocukken fazla mutlu olmayıp birazını da bu zamanlara saklasaydım. Lazım oluyor arada.
Sen yeter ki içinden de olsa bir seni seviyorum de; benim kulaklarım çınlasın kâfi.
Üstüne basarak söylemiştim seni seviyorum diye. Sen ise üstüme basa basa gitmeyi tercih ettin.
Veren de o alan da o, nedir senden gidecek? Telaşını gören de, can senin zannedecek.
Baktım sana kızgın değilim kırgın değilim dargın değilim. Kısacası artık ben sana hiçbir şey değilim.
Tek pişmanlığım kelimelerimi bile hak etmeyen insanlara, saatlerce cümleler kurmaktır.
Ne cenneti merak ediyorum ne de cehennemi. Çünkü ben annemi gülerken de gördüm ağlarken de…
Bazen diyorum ki ne olacak söyle gitsin. Sonra diyorum söyleyince ne olacak sus bitsin…
Bir insanın yaşayıp yaşamadığını anlamak istersen, nabzına değil onuruna bak, duruyorsa yaşıyordu!
Kalbi kırdıktan sonra gelen özür, doyduktan sonra sofraya gelen tuz gibidir. İhtiyaç kalmaz.
Gözüm gözüne değmeden yazdığım şiirlerim melal. Varsın değmesin razıyım ey yâr böylesi daha helal!
Ya hatalarınla yüzleşir ya da hatalarınla yüzsüzleşirsin. Cahil olmak ayrı, pislik olmak ayrıdır.
Yağmurlar düşünce tenime her damlayı sen sanıp aşk bildim. Ve biliyor musun gölgeni bile çok özledim.
Her şey gelip geçici ey gönül… Bak, az önce aldığın nefes bile geldi geçti. Sen baki olana razı ol.
Unutulanlar unutanları asla unutmazmış. Sanırım mutluluk beni unuttu çünkü ben onu hiç unutamıyorum.
Hiç hata yapmayan insan, hiçbir şey yapmayan insandır. Ve hayatta en büyük hata, kendini hatasız sanmaktır.
Her şey çok güzel olacak masalı yerine, kötü şeyler de olacak ama yanında olacağım samimiyetini seviyorum.
Zirvelerde kartallar da bulunur, yılanlar da. Ancak birisi oraya süzülerek, diğeri ise sürünerek gelmiştir.
Sen bakma benim bu kadar hüzünlü şeyler yazdığıma ben çok gülerim. Ve gülerken hiç kimse yalan olduğunu anlayamaz.
İnsanı en çok üzen şey ummadıkları kişiler adam olurken adam sandıklarının insan bile olamamış olmasıdır.
Beni ya sev ya da sevme. Kendimi sevmeyi öğrenmem yirmi küsur yıl sürdü bir başkasını da ikna edecek kadar zamanım yok.
Aramayacaksın kimseyi olması gerekenler zaten yanında. Ve yanında olmayıp gidenler ne aklında olmalı ne umrunda.
Küçükken annem yerde ekmek görünce yükseğe koy kuşlar yer derdi. Sevdiklerimizi hep yüksekte tuttuk acaba kuşlar mı yedi?
Aşkları da ayakkabılarınız kadar itinayla seçmezseniz tıpkı ayağınızda olduğu gibi yüreğinizde de NASIR oluşabilir…
Aynı günde dört mevsime şahit olmak gibi bir şey bu. Önce özlüyor, sonra ağlıyor, akşamları küsüyor, geceleri çok seviyorum.
İnsanlar seni yanlış anladığında dert etme, duydukları senin sesin, fakat aklından geçirdikleri kendi düşünceleridir.
Bir yandan hiç hatırlamamak üzere unutmak istersin bir yandan da bu dünyada seni ondan başkasının mutlu edemeyeceğini bilirsin.
Paslı bir yalnızlıktı avuçlarımda ardımda bir yürek yükü rüzgar. Ne zaman sevmeye koyulsam doğrulup çoğaldı ayrılıklar.
Üzülme değmez sözünü duymaktan sıkıldım. Değmeyenlere zaten üzülmem. Üzüldüğüm şey değmeyenlere yüreğimin değmiş olmasıdır!
Bir gün herkes gider mi acaba? Evet, sen kalbinde büyüttükçe, onlar da büyürler ve sığamayacaklarını anlayınca giderler.
Her şey üstüne gelip seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde sakın vazgeçme! İşte orası kaderinin değişeceği noktadır.
Geçer elbet efendim. Bazısı teğet geçer bazısı deler geçer bazısı deşer geçer bazısı parçalar geçer ama mutlaka geçer.
Öleceğiz bir gün, gömecekler. Bir kaç gün övecekler, sonra kalan malını bölecekler. Hatta memnun kalmayıp üstüne birde sövecekler.
Biliyorum sığmazsın hiçbir yere bu sevdayla dünya sana dar. Ama dayan gönlüm. Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var.
Aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasır gibidir. Ya canın acıya acıya adım atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın. İki yolda da tek bir gerçek olacak; canın çok ama çok acıyacak…
Bana bir günün 24 saat bir saatin 60 dakika ve bir dakikanın 60 saniye olduğu öğretildi ama sensiz geçen bir saniyenin sonsuzluk kadar uzun olduğu öğretilmedi.
Çok şey vardı anlatılacak. O yüzden sustum. Birini söylesem diğeri yarım kalacaktı. Az zamana çok şey sığdırmamız gerekiyordu. Ben de sadece gözlerinin içine bakıp sustum. Sen duydun mu, sustukları mı?