Yunan siyasi sistemi
Yunan siyasi sistemi, yataklarını kaybetme ve korkunç seviyelere düşme konusunda eşsiz bir yeteneğe sahip. Bu gerçekleştiğinde, her şey çok kişisel ve paralı hale geldiğinden, ülkeyi birçok gereksiz dramaya dahil etme eğilimindedir. Uygar söylemin kuralları kaldırılmıştır, bu nedenle sınırsız konu yoktur ve alçaktan atılanlar için sınır yoktur. Kurumlar alete dönüştürülür ve bölünme bir silah haline getirilir.
İnsanlar kahramanlar tutkusu tarafından uzaklaştırılma eğilimindedir; Biz Akdeniz insanlarıyız ve kolayca heyecanlı ya da hayal kırıklığına uğradık. 1974’ten önce, politik sistem çözülmeye başladığında, bu genellikle askeri hareketlerin yükselmesine ya da ulusal bölünme ve çekişmelere yol açtı. Ordu, politikacılar başarısız olduğunda müdahale edecek güçlü bir faktördü. Büyük güçler de arka planda etkindi ve oyunu kontrol etmek için araya girdiler.
Neyse ki bunların hepsi 1974’te cuntanın çöküşüyle sona ermişti. Ordunun kurumsal rolü önemli ölçüde azaldı, böylece şimdi bunun tersine bir siyasi müdahaleye uğradı.
Yunanistan’ın Avrupa Birliği’ne üye olması bize kurumsal istikrarı sağladı ve bizden ayrılması zor bir kursa başladı. Büyük güçler zaman zaman önemli bir rol oynamaktadır, ancak modern efsanenin aksine, nadiren iç gelişmeleri etkileyecek konumdadır.
Bazı eski zamanlayıcılar, bugün yaşadığımız ekonomik ve politik krizin 1960’larda gerçekleşmesi durumunda Yunanistan’ın muhtemelen başka bir diktatörlükle sonuçlanacağını savunuyorlar.
Bu hipotezin geçerli olup olmadığını bilmek zor, ancak gerçek şu ki kurumlarımız, toplum ve demokrasinin kendisi görünüşte bitmeyen bir çarpışma testine tabi tutuldu. Fakat nihayetinde yolda kaldık, medeni bir çekişme olmadı ve ülke ayağa kalktı.
Bununla birlikte, Yunanistan’ın yönetim kuvvetleri bugün standartları cuntanın sonundan bu yana herkesten daha ileri itmiştir ve şimdi bu davranışın sonuçlarını tatmaya başlamıştır. En ihtiyatlı siyasi rakiplerinin bile aşırı bir duruş sergilemelerine neden oldular. Ülke derinden bölünmüş durumda ve ülkenin daha geniş semtinde gizlenen tehlikeler her geçen gün daha da büyüyor ve iç politik oyunlarımız tarafından tamamen emiliyoruz. Sanki hepimizi aşağı çeken güçlü, görünmez bir mıknatıs vardı. Fakat şansımıza karşı koymalıyız ki şansımızı bir daha test etmeyelim.