Yunanistan’da Okullarda telefon yasağı
Tartışma uluslararasıdır: Okullarda, özellikle 12 yaş altı çocuklar için cep telefonu kullanımının nasıl sınırlandırılacağı. Cevap kolay değil. Bir yandan, cep telefonlarının yasaklanmasının pratik uygulaması büyük bir zorluk teşkil ediyor, özellikle öğrencilerin dolaplarının olmadığı Yunan okullarında. Öte yandan, cep telefonları çocukların sosyal hayatının önemli bir bölümünü oluşturuyor. Birçok analist, tam bir yasağın ikiyüzlü bir önlem olduğuna ve bunun tam tersi bir etki yaratacağına inanıyor; öğretmenlerin cihazların rasyonel kullanımı konusunda “dersler” vermesini ve tartışmaları savunuyorlar.
Tanımı gereği tam bir yasak imkansızdır. Ebeveynler çocuklarıyla iletişim kurabilmek, acil bir durumda onlara para gönderebilmek, taksi çağırabilmek, hatta nerede olduklarını takip edebilmek isterler. Bu, öğretmenlerin bu konudaki hareket alanını otomatik olarak sınırlar. Öğretmen bir Yunanca dersinde ne yapabilir? Ders sırasında sürekli olarak cep telefonlarına el koyabilir mi? Cihazlarını kullanan öğrencileri cezalandırabilir ve okuldan atabilir mi? Öğrencilerin çantalarından cep telefonlarının çıkmasına izin veren egzersizler verebilir mi? Öğretmenin de katılacağı bir telefon rehabilitasyon yarışmasında onları teşvik edebilir mi? Uzun saatler boyunca kaydırma yapmanın öğrencilerde ve kendilerinde yarattığı kaygıyı, melankoliyi, rahatsızlığı tartışabilir mi? Bu tür olgulara karşı duyarlılıklarını ve reflekslerini keskinleştirmek için sosyal medyadaki siber zorbalık örneklerine dikkat çekebilir mi? Onları sınıfın dışına çıkarıp, görüntülerin ekrandakilerden çok daha ilgi çekici olduğu açık havada ders verebilir mi?
Yetişkinler sürekli telefonlarına yapışıkken, çocuklarını dijital hayata bağımlı oldukları için kınamak mantıksızdır. Öğrencilerinin velilerini, ilkokul çocuklarının artık çarpmayı ezberlemelerine gerek olmadığını çünkü hesap makinelerinin her yerde olduğunu açıklayarak şaşırtan olağanüstü bir öğretmeni hatırlıyorum. Okulun ve çocukların hayatlarının gerçekliğini kabul etmek ve kendimizi şikayet veya nostaljiyle sınırlamamak, bunun yerine soruna gerçekçi çözümler aramak iyi olurdu. Yasaklamak boş bir yaklaşımdır. Sorunu yönetmek için alternatif bir yöntem, öğretmenlerden ve bakanlıktan ilham almayı gerektirir.